Uğrola,
Bendenizin yeni yazmış olduğu bir yırı. Bu sözcükler kullanıldıkça anlam kazanacak. Dltden, Türkmence sözlükten yararlandım. Başlamadan önce başa düşebilmeniz için küçük bir sözlük anıkladım.
Buşak: içi sıkıntılı, mükedder Bun: dert, sıkıntı Kömen: hayal ( Belki günümüze gömen şeklinde uyarlanabilir (?) ) Adaş: Dost ( Eski anlamında kullanıldı. Günümüzde yalnızca aynı adı üleşenler anlamında kullanılıyor.) Taşbağır: DLT sözlükte de geçiyor olup "acımasız, gaddar" sözcüğünün karşılığıdır. Yalnık: insan Kızmaç: Asabi, sinirli ( Türkmence'den alındı.) Yertinç: Dünya Yağday: Durum, hal, vaziyet Abarn: eğer Esizlik: fenalık, kötülük Ağzamak: Zikretmek, bahsetmek ( Türkmence 'den alıntı) Yağı: Düşman Yakşı: İyi, güzel Öğseyin: Elbette, olur (onaylama edatı) Özge: başka Yazık: Günah
Buşaklığımız
Buşaklık ve (bun)dan özge ne var içimizde? Mutluluk, bir kömen olmuş bize. Belki bunumuz çok, sıkıntımız çok Ama bir adaş, unutturur hepsini bize.
Niçin böyle taşbağırlıdır yalnıklar ? Niçin böyle çıkarcı, duyarsızlardır? Bu kızmaçlık, bu öfke ne sağlar size, Esizlik ve yazıktan başka?
Yertincin gittiği bu yağday nedir? Bu kavgalar, sövgüler, hakaretler niye? Buduna bu denli kan kusturma yetmez mi? Abarn yetmezse, bu budun da sizi affetmez.
Budunun sorunlarını ağzamak suç olmuş, Bunları konuşmak, kimisine dert olmuş. Nefret, yağılık, dövüş bitecek bir gün öğseyin. Pis bitkiler çürüyecek, yakşıları dikilecek.
|