Uydurma (yaŋlış türetilmiş) sözcükler, Türkçeye yabancı dillerden alınmış sözcükleriŋ yaptığından daha çok zararlar verebilir. Alıntı sözcüğe karşılık olarak bir türetim yapılırken Türkçeniŋ yapısını bozmamaya dikkat edilmelidir. Örŋeğin; nicem sözcüğü, ilk kez 1978’de fiziksel kimyacı ve düşün adamı Oktay Sinanoğlu tarafından kuantum sözcüğünüŋ karşılığı olarak önerilmişti[1]. Sözcüğüŋ soŋundaki ada gelen +m diye bir yapım eki Türkçede bulunmuyor. Kısaca uydurma bir türetim. Ancak çarpıcı olan o ki; sözcüğüŋ geri kalanı olan nice, karşılamak istenilen sözcüğüŋ birebir karşılığıdır! Bunu görebilmek için quantum ve nice sözcükleriniŋ kökenlerine karşılaştırmalı olarak bakma niyetindeyim.
1619’da İngilizceye “pay, hisse, miktar” aŋlamıyla Latincededen geçen quantum sözcüğü, ünlü fizikçi Maks Plank’ıŋ[2] 1900’daki ünlü makâlesiyle fizikte kullanılmaya başlandı. Latince quantum sözcüğü, Latince quam (ne kadar) sözcüğünden, o da que (ne) sözcüğünden geliyor. İngilizcedeki quantity (nicelik, miktar); quantify (niceleme, miktar belirtme); question (soru); query (sorgu, istetme); to quest (sormak); Fransızcadeki que (ne); İspanyolcadeki que (ne) vb. sözcükler hep aynı kökten geliyor.
Türkçe nice sözcüğü ise şaşırtıcı bir biçimde beŋzer bir kökenleme içeriyor. Sözcük, ilk kez Orkun yazıtlarında néçe ve nénçe biçimlerinde görülüyor[3][4], Geŋel Türkçe kökü né (ne) biçimindedir. Anadolu Türkçesi ağızlarında sıklıkla kullanılırken yazı dilimizde nice sözcüğü, sadece ‘çokluk, miktar’ aŋlamıyla kullanılıyor. Azerbaycan Türkçesinde neçə (nasıl, ne kadar) çok sık geçer. Türkmence nēçe, Kazakça, Özbekçe neçe, vb. birçok Türk dilinde barınıyor. Türkçede nicelik (quantity, miktar), nicele- (quantify, miktar belirtme), nicel (quantitative) sözcükleri de kökteşi olarak bulunuyor.
Görüldüğü gibi Avrupa dillerindeki köken ile Türkçedeki köken örtüşüyor; aynı aŋlamdaki kökten beŋzer bir türetimle günümüze ulaşmış iki sözcük. Bu yüzden, fizikte nicem kuramı yerine niceler kuramı demek daha aŋlamlıdır, üstelik uydurma bir sözcük değil, hattâ bilinen eŋ eski aŋlaşılır kaynakta (Orkun yazıtlarında) bulunan bir sözcük kullanılmış olur. Aynı biçimde ışık nicesi (light quanta), nicelenme (quantization) gibi terimler de düşünülebilir.
Oktay DOĞANGÜN
Kaynakça.
[1] Oktay Sinanoğlu, Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü, TDK yayınları, Ankara, 1978.
[2] 1918 Nobel ödüllü Alman fizikçi, Max Karl Ernst Ludwig Planck (1858 – 1947).
[3] Talât Tekin, Orhon Yazıtları, TDK yayınları, Ankara, 2005.
[4] Talât Tekin, Tonyukuk Yazıtı, Simurg yayınları, Ankara, 1994.
5 cevap
“Türkçesi varken”den çok; “Çok oturgaçlı götürgeç”, “halka açık otlangaç”, “kalın cam kenarlı görüngeç” gibi uydurma kelimeleri Türkçe’ye sokmaya çalışan bir yaklaşım gördüm burada. Bu hatalar, Cumhuriyet dönemindeki dil çalışmalarında da yapıldı; fakat sonra gülünç durumlar doğurduğu için pek de üstünde durulmadı. Yani ne olacak, Türk halkı, otobüs demek yerine “çok oturgaçlı götürgeç” gibi GÜLÜNÇ ifadeler mi kullanacak?
TÜRKÇESİ YOK’ken, zorlamayla Türkçe kelimeye TÜRETMEYE çalışmanın Türk diline zarar vereceğine inanıyorum. Çünkü Türkçe, doğal olarak gelişimini sürdürdükçe Türkçe’dir. Bu doğallıktan çıkıldığında, ortaya YAPAY, HASTALIKLI ve GARABET dolu bir çıkacağını görmek hiç de zor değildir.
Göñül isterdi ki, yukarıda yazılanları okuduktan soñra yorum yapasıñız.
Okur musunuz bilmem ama şu otlangaç, pırtlangaç gibi sözler üzerine bir yazım var; ona bir göz atıñ. Soñrasında gelip, bize çamur atmayı sürdürün.
http://turkcesivarken.com/tdkya-atilan-iftiralar/
Biz zaten adımızı boşuna seçmedik. Biz burada sürekli “Türkçesi zaten var” diyoruz. Eğer yerliği sadece birazcık gezmiş olsaydınız en çok derlemeye ve diriltmeye (yani var olan sözcüklere) ağırlık verdiğimizi anlardınız. Ama zaten yorumdan ne yazıyı okuduğunuz ne de yerliği gezdiğiniz anlaşılıyor.
harika bir konuya değinmişsiniz teşekkürler
Bu aralar japon dilinde türkçe kelimeler tespit ediyorum
bir kaç örnek
kyuusui : Su depolamak türkçede “kuyu suyunu andırıyor.”
kyuusuikan :suyun taşındığı boru “bana suyu akıtan kelimesini hatırlatıyor.”
kyuusuitou :Su kulesi kuyu “su-dağı”
suichi :anlamı suiçi
suigai :su baskını sel “su-kayması”
suiteki : su damlası “su-teki tek damla”
yakan : su ısıtıcı “yakmak ısıtmak”
yuwa kashi : kazan
yama : Dağ “bizde yamaç”
kate :Aş gıda “bizde katık kelimesini andırıyor”
atama :Baş,başkan,başlangıç”ataman kelimesine çok benziyor.”
ten :Gök “tan türkçe”
kin :kök
inu :Köpek “bizde enik”
oushi :Öküz
katai :Sert “katı kelimesini çağrıştırıyor.”
kuroi :Siyah “kara kelimesini çağrıştırıyor”
hong oku : Ana vatan “ok merkeziyet anlamı içerir”
kuru : Gelmek “yürü Kelimesini çağrıştırıyor”
aku : Boşalmak “bizde akmak”
hausu : Ev “ilginçtir ingilizce house kelimesine çok benziyor anlamıda aynı”
birde filipin adalrının birinde tespit ettiğim dağ ismi
“Agrihan” Bana bizim ağrı dağını hatırlattı
Yorumlar kapatıldı.