Öyle yerleri, düşünceleri doğru bulmuyorum. O yüzden yalnızca konuya odaklanılmalı. O da poison ile venom.
İkisinin arasındaki ayrım
poison, dokunduğunda zehirlenilmesi
venom, ısırıldığında zehirlenilmesi
dokunmak (I)
1. -e Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek:
"Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." - Ahmet Haşim
2. -e Karıştırmak:
Bu kâğıtlara kimse dokunmasın.
3. nesnesiz Almak, kullanmak, el sürmek:
"Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu." - Nezihe Araz
4. nesnesiz Sağlığını bozmak:
Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu.
5. -e İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak:
"Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum." - Reşat Nuri Güntekin
6. -e İlişkin, ilgili olmak, değinmek:
Eğitim konusuna dokunan bir yazı.
7. -e Hafifçe değmek:
Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor.
8. -e Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak.
9. -e, mecaz Tedirgin etmek, sataşmak:
"Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı." - Sait Faik Abasıyanık
dokunmak (II)
nesnesiz
Dokuma işi yapılmak:
Halılar dokundu.
poison için
4. nesnesiz Sağlığını bozmak:
Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu.
anlamından karşılık bulunmalı bence.
dokunca
1. isim Kötülüğe yol açan, sağlığı bozan şey.
2. isim Zarar.
olabilir. Buradan da "dokuncalı kurbağa" "kurbağa dokuncalı" da denebilir.
Venoma da ısırık zehri denilebilir. Venomous'a da ısırık zehirli. Kısa olarak venoma sokum, venomousa da sokumlu da düşünülebilir.
https://www.youtube.com/watch?v=KnJ4_xRfxpA