
ulduzéver yazdı:Yapılacak Ortak Türkçeyi yapay adlandırdığımın nedeni, onun dilciler tarafından yapılacağı ve özel bir topluluk tarafından kullanılmadığıydı, yine ne kadar doğal olabilecek formüllerle yapılsa da aynı hâlde hem doğal olur hem yapay![]()
Bir de bir Türkçenin başka Türklere de öğretilmesini sömürge ve baskı adlandırırsanız bu konudaki düşüncelerimiz farklı olduğundan bir yere eremeyeceğiz.
Bu arada sanırım Az. Türkçesinin Türkiye Türkçesinin değil Oğuzcanın bir lehçesi olduğunu demek istemişsiniz. Cümledeki yanlış-anlaşılma olasılığı için anımsatmak istedim.
Oktay Sinanoğlu yazdı:Avrupa birliğindeki sessiz dil kavgası İngilizce, Fransızca ve Almanca arasında sürmektedir. Birçok diğer ülke kendi diline önem verdikçe bu dillerin önemi azalmaktadır.(Bye Bye Türkçe, 20.bét)
ulduzéver yazdı:Ben yazı dillerini değil, dilciler tarafından yapılmış dili yapay adlandırdım. Ben ne zaman Türkiye Türkçesine yapay dedim ki? Türkiye Türkçesi istanbul ağzından (değilse bile halk tarafından konuşulan birkaç ağızdan) esaslanarak başka ağızlardan da birkaç unsur almışsa da bu yapay anlamına gelemez, ağızlardan sözcük almak da işte öyle, nitekim Çağatay Azerbaycan ve Osmanlı yazı dilleri de etkileşmişler.
Şimdi örneğin ol-/bol- eyleminden mantıkla yola çıkarak önerdiğiniz vol- biçimi hiçbir ağızda kullanılmayan bir sözcüktür. Onun için yapay diyorum. Yine çağataycadaki gibi her iki biçim yani ol- ve bol- ortak Türkçede kullanılırsa daha doğal olur. Ancak o zaman, başka farklı sözcüklerle de bunu yaparsak karman çorman bir dille karşılaşırız.
Furkan Yıldırım yazdı:Öncelikte son diyeceğimi başta diyeyim. Azerbaycanda "ə" yerine "e ve é" kullanılmasını kastettimiştim, başka bir nen değil.
... Türkiyenin abileri olup da diğerlerinin yöneticisi sıfatında bulunması tepki görür. İnsanların kolayca kandırılmasına neden olur. Türkiye onların ülkelerini sömürüyor sanırlar. ... Bulunduğumuz durumda diğer ülkelerde bizi aynı evde yaşayan iki abi kardeş gibi olacak sanmak yanlış. Aynı evde yaşarken kardeşinizi dövseniz bile yarın barışabilirsiniz. Ama evlenmiş barklanmış bir adama bunu yapamazsınız. Bu durumda Türkiye üstünlüğünden söz etmek diğer ülkeleri bizden uzaklaştırmaya yarar.
Kesinlikle hem ol- hem bol- olmasına karşıyım. Aynı sözcük iki ayrı sözcükmüş gibi dilde dolaşması karmaşaya tutarsızlığa yol açar. O yüzden ol-/bol- gibi temel bir sözüñ yazı dilinde gösterimine bir çare bulunması gérekir. Bu büyük amacıñ içinde kalan küçük bir öñeridir, vol- şeklinde gösterilip Batı Oğuzlar tarafından v'si yutularak okunabilir ve Türkmenler tarafından b'li okunabilir. Ancak öyle olmak géreğinde değil. Belki de w harfini bu iş için kullanmak düşünülebilir (tıpkı ğ harfiniñ ikiz ünlü veya ünlü geçişi veya /v/ veya /y/ seslerini göstermesi gibi). Zaten Türkmencede bazı sözcükleriñ soñunda da bir /v/ söz koñusu olabiliyor.
Bu durumda wol- "olmak" veya suw "su" gösterimleri, Batı Oğuzlarca w yok sayılarak ol- ve su diye okunurken Türkmenlerca bol- ve suv diye okunacaktır. Burada tamamen bir gösterimden söz édiyorum, alfabe seçimi gibi bir durum. Aynı şey ğ için de zaten bulunuyor: Türkmenler bunu /g/ diye okurken Azerbaycanlılar bunu bazen /g/ bazen /y/ olarak okuyacak, öte yandan Türkiye ve Gagauzlar bunu iki ünlü arası geçiş veya /v/ veya /y/ diye okuyacaklardır (zaten öyle yapıyorlar).
Bu arada Oğuzca ile Kıpçakça birleştirilirken ol-/bol- ikircikliği yine gündeme gelecektir. Tekrar söylüyorum bunlar gösterimle ilgili öñerilerdir. Öyle olmak zorunda olmasa da oldukça geçerli olabilecek gösterimler olduğunu düşünüyorum.
hskizilcik yazdı:Ben her zaman azınlığın çoğunluğa uyması gerektiği kanısındayım. En kolay yol budur. Azınlık yerelde yerelliğini sürdürür. Ancak genelde çoğunluğa uyar. Bu işi kolaylaştırır ve hızlandırır. Örneğin, çoğunluk bol- yazıyor olsaydı, biz de bol- yazalım derdim. Bunun kendi lehçem olmasıyla ilgisi yok.
Furkan Yıldırım yazdı:Bence, kesin bir yargıya varıp da "şunu yapmak mümkün değil" demeden önce küçük adımlarla başlamak denenebilir. Örneğin Azerbaycanda kapalı e ve açık e damgaları Türkiyeye uydurulsun, birlik olsun diye bir çalışma yaparız(yada daha başka konularda), günümüzdeki gibi yazmaya devam etmek isterlerse, değiştirmek istemezlerse(bu çalışma daha başka konularda başka biçimlerde yenilenebilir) tek yol Kaynaştırılmış Türkçe olacaktır. Hem "Şöyle olsa daha güzel olurdu" demeyip "Denedik olmadı" deriz. Hem de bu olmazsa o zaman Ortak Türkçe nasıl olmalı onu tartışmaya başlarız.
Gideceğimiz yol önce Batı Oğuzcasının birliği, sonra Tüm Oğuzcanın birliği olacağı için atacağımız adımları da sıralamamız kolay olacaktır. Daha sonra benzer adımları da diğer birlikler için atarız.
Bu bölümü gezen üyeler: Hiç bir üye yok ve 3 konuk