
Ve kanıt olarak "Sözlüğün rastgele bir bölümünden topladığımız Türkçe konuşma diline ait aşağıdaki sözcüklerin tümü, Farsçadan alınmadır" demiş. Gerçekten rastgele mi?:Türkçenin "öz" Türkçe sözcüklere indirgendiğinde halk diline daha yaklaşacağı şeklindeki yersiz inanışa ilişkin ilk hatırlatılması gereken şey, Türkçe konuşma dilinde Orta Asya kökenli (Kemalistlerin deyimiyle, "öz" Türkçe) kelimelerin oldukça düşük bir oran tuttuklarıdır.
Dilin en temel 300 ila 500 kelimesi ağırlıkla Orta Asya kökenlidir. Bunlara ("yemek", "içmek", "gitmek", "gelmek" gibi) basit fiiller, ("bu", "ben", "öbür", "aşağı", "yukarı" gibi) belirsiz sıfat ve zamirlerle edatlar, ve (birden bine kadar) sayılar dahildir. Ancak spesifik herhangi bir konuya ait söz hazineleri (örneğin meslek adları, sebze, meyva ve yemek çeşitleri, nalburiye ve bakkaliye maddeleri, futbol terimleri, tamircilik ve trafik terimleri, temel hukuk ve bürokrasi deyimleri, ay ve gün isimleri, küfürler vb.), ezici çoğunlukla, Arapça, Farsça, İtalyanca, Fransızca, İngilizce gibi farklı dillerden kaynaklanırlar. Günümüz konuşma Türkçesinin iskeletini oluşturan 5000 kelimenin sadece %30 kadarı Orta Asya kökenlidir. 3 Bunun da %5-10 kadarı, dil devrimi sonucu konuşma diline giren yeni kelimeler olduklarına göre, bundan altmış yıl öncesinin Türkçe konuşma dilinde Orta Asya kökenli kelimelerin ancak %20 dolayında bir oran tuttuklarını tahmin edebiliriz.
Ayrıca bu sözcüklerden bazılarının Farsça kökenli olduğu da tartışılabilir.çabuk, çadır, çağla, çanak, çarçur, çardak, çare, çarık, çark, çarşaf, çarşamba, çavdar, çember, çene, çengel, çengi, çeşme, çeşni, çeyrek, çınar, çıra, çile, çini, çirkef, çirkin, çoban, çuval, çünkü
Engin yazdı:Nişanyan'ın kastının ne olduğu sizce açık değil mi? Demek istediği Türkiye Türklerinin Orta Asya ile bağlarının sözde çok yazıf ve Türk birliği duygusunun romantik bir kurgu olduğudur. Söz varlığından yola çıkarak (ki ölçütü de gördüğümüz gibi "hile" içeriyor) Orta Asya Türklüğünün Anadolu'da yalnızca çok küçük bir parça oluşturduğunu iddia etmiş. Bununla birlikte de Türkiye Türklerinin kökenini Orta Asya bağlayan ve Orta Asya Türklüğüne geçmişseme duyan bazı Kemalistleri eleştirmiş.
Bengitaşlarındili yazdı:Engin yazdı:Nişanyan'ın kastının ne olduğu sizce açık değil mi? Demek istediği Türkiye Türklerinin Orta Asya ile bağlarının sözde çok yazıf ve Türk birliği duygusunun romantik bir kurgu olduğudur. Söz varlığından yola çıkarak (ki ölçütü de gördüğümüz gibi "hile" içeriyor) Orta Asya Türklüğünün Anadolu'da yalnızca çok küçük bir parça oluşturduğunu iddia etmiş. Bununla birlikte de Türkiye Türklerinin kökenini Orta Asya bağlayan ve Orta Asya Türklüğüne geçmişseme duyan bazı Kemalistleri eleştirmiş.
Anadolucu, Yerelci, yerel sözleri toplayıp deren yetmeyip öne çıkaran arkadaşlarımız da Türkiyeli Türklerle Orta Asyalıların arasının zayıf olduğunu iddia edenlere materyal sağladıklarını ayamıyorlar, herhalde.. Niçin Anadoluculuğa karşı çıktığımızı ve nedenle Türklüğü bir bütün olarak görmeye çalıştığımızı anlarlar.
Sözcüğün öz Türkçe olması için Orta Asya kökenli olması gerektiği de nereden çıktı? Bu nasıl bir ölçüttür?Anadolu'da türetilmiş olamaz mı söz? Anadolu ağzında olup öteki Türk lehçelerinde bulunmayan öz Türkçe sözcükler vardır.
çabuk, çadır, çağla, çanak, çarçur, çardak, çare, çarık, çark, çarşaf, çarşamba, çavdar, çember, çene, çengel, çengi, çeşme, çeşni, çeyrek, çınar, çıra, çile, çini, çirkef, çirkin, çoban, çuval, çünkü
~ Fa çābuk/çabuk چابك/چبك hızlı, çevik << OFa çāpūk a.a. <? ETü çap- çarpmak, dört nala gitmek +Ik → çarp-
● Türkçe sözcüğün Farsçadan alındığı muhakkaktır. Buna karşılık Farsça biçimin nihai olarak Türkçeye dayanması olasılık dahilindedir. Ancak bu halde 5. yy'dan itibaren kaydedilen EErm çapuk ճապուկ (hızlı, çevik) biçimini açıklamak gerekir.
çarçur etmek : [ETü] Kaş 1070 abur cubur, kontrolsüz ve oburca yemek için kullanılan bir deyim << ATü
çarık : [ETü] Kaş 1070 çaruk Türklere özgü kaba ayakkabı << ATü
Bu bölümü gezen üyeler: Hiç bir üye yok ve 0 konuk