
Boraan yazdı:Ortak dilden çok diğer Türk dillerini ya da altay kökenlileri öğrenmek bana daha esemeli geliyor, bırakın ortak dili aynı dili konuşan yalnıklar daha birbiri ile anlaşamıyor.Ben bir Kazakça ya da Kırgızca ya da Japonca veya Korece öğrenmeyi yeğlerim, hepsinde ayrı bir tat ayrı bir güzellik vardır.Yalnıklar birbirinin dillerini öğrendiği öy sevgi saygı çerçevesi içinde önen bir ortaklık olacaktır, bunun dışında olmaz, millet ekmek derdinde...
Siz bir kitab yazsanız birkaç bin yerine birkaç yüzbin satılsın istemez misiniz?
Bizler niçin Türkçecilik derdindeyiz? Yurt sevgisi, Yurt kaygısı, ulus ve köklerimize duyduğumuz bağlılık olmasa Türkçeye sevgimizin ve onu koruma ve geliştirme isteğimizin bir anlamı kalmaz. Türkçe söz konusu iken Japonca ve başkaca dilleri öğrenme talebi bambaşka bir şey... Türkçeden bahsediyorsak, Türkmenden, Özbekden Tatardan, Kırgızdan Uygurdan başka gideceğimiz yer yok. Kaldı ki o insanlar arası saygı sevgi.. çiçek böcek hikayelerini geçiniz... O bambaşka bir şey, ütopya mı enternasyonalizm mi deniyor.. Boş...Devlet büyüklerimiz halkımızın ekmek derdiyle ilgileniyorlar ( umarım) Ekonomilik meseleleri görece az duyan bizler ise geleceğe akça yatırıyoruz sayın..Bütün de yazdıklarınızı yazmadaki amacınızı ve yazılarınızın ortak Türkçe ile bağını göremiyor ve yazdıklarınızdan ortak Türkçeye karşı çıkışdan başka bir nesne okunamadığını anımsatmak istiyorum. Böyle bir karşı çıkışın gerekçesi ne ise Türkçeciliğe hizmet edemeyeceğini düşünüyorum.Boraan yazdı:Ortak dilden çok diğer Türk dillerini ya da altay kökenlileri öğrenmek bana daha esemeli geliyor, bırakın ortak dili aynı dili konuşan yalnıklar daha birbiri ile anlaşamıyor.Ben bir Kazakça ya da Kırgızca ya da Japonca veya Korece öğrenmeyi yeğlerim, hepsinde ayrı bir tat ayrı bir güzellik vardır.Yalnıklar birbirinin dillerini öğrendiği öy sevgi saygı çerçevesi içinde önen bir ortaklık olacaktır, bunun dışında olmaz, millet ekmek derdinde...
Bengitaşlarındili yazdı:Türkçe söz konusu iken Japonca ve başkaca dilleri öğrenme talebi bambaşka bir şey... Türkçeden bahsediyorsak, Türkmenden, Özbekden Tatardan, Kırgızdan Uygurdan başka gideceğimiz yer yok.
Boraan yazdı:Ortak dilden çok diğer Türk dillerini ya da altay kökenlileri öğrenmek bana daha esemeli geliyor, bırakın ortak dili aynı dili konuşan yalnıklar daha birbiri ile anlaşamıyor.Ben bir Kazakça ya da Kırgızca ya da Japonca veya Korece öğrenmeyi yeğlerim, hepsinde ayrı bir tat ayrı bir güzellik vardır.
O 3-4 damga ayrımı var dediğiniz fark o kadar basit emes. Örneğin Gagavuz Türkçesinde uzun ünlüler aynı harfin iki kere yazılmasıyla, Türkiye Türkçesinde şapkayla gösteriliyor. Azerbaycan Türkçesinde ve Türkmen Türkçesinde uzun ünlüler yazıda gösterilmiyor ancak Azerbaycan Türkçesinde uzun ünlüler Türkmen Türkçesindeki kadar etkili emesdir. Örneğin Türkmen Türkçesinde Ankara "Ankara" ile Ankarā "Ankara'ya" yazıda aynı şekilde Ankara olarak gösterilmektedir. Buradaki meseleye 3-4 harf farkı demek pek mümkün emesdir; sistematik farkı da vardır.Oktay D. yazdı:Abece konusundaki düşüncemi yiñeleme géreği duyuyorum.
Abece konusu, Ortak Türk dili konusundaki eñ önemsiz konudur. Eğer abecemiz Türk damgaları olacaksa, bunuñ önemi değil güçlükleri olacaktır yalñızca. Kişilere bu damgaları öğretme çabası, taplattırma, gibi... Ancak onuñ dışında abece diğer güçlükleriñ yanında sönük kalır. Örneğin Oğuzcayı düşünelim: Azerbaycan, Türkmen, Gagauz ma Türkiye Türkçeleri zaten beñzer bir abeceyle yazılıyor, 3-4 damga ayrımı var. Ancak kimse Ortak Oğuzca démiyor. Démek ki ortak abeceniñ ortak dil yaratmaya hatrı sayılır bir etkisi yok. Yiñe de kamu üzerinde psikolojik bir etkisi var tabi ki.
Ortak dili, ortak dil yapan ölçünlü olarak öğretilmesidir; bilincidir. Nitekim bununla ilgili konuları soñ iletiñizde vurgulamışsıñız.
Nasıl alfabeyle ilgisi yok? Uzun a'nın aa, â veya a olarak yazılması alfabeyle ilgili bir konudur. Uzun ünlüleri gösterecek ortak harfler bulunmadığından farklı imlalar kullanılıyor ve örneğin Ankara gitjek (yani Ankaraa gitjek) gibi Türkmen Türkçesi bir cümleyi gören bir Türkiye Türkünün buradaki uzun ünlüyü bilmemesi halinde cümleyi anlamaması veya yanlış anlaması mümkündür.Oktay D. yazdı:O vérdiğiñiz örnekleriñ abeceyle ilgisi yok. Türkiye Türkçesiniñ herhangi bir ağzını yazı dilinde yazmaya kalksak beñzer ayrımlar ortaya çıkacaktır. Örneğin, Orkun-Yenisey abecesi Eski Uygurca ile Göktürkçe için söylediğiniz türden ayrımlara iyedir (Göktürkçede uzun ünlüler gösterilmez, oysa Eski Uygur metinlerinde gösteriliyor).
Démek istediğim, ortak Oğuzca örneğini düşünürsek Türkiye, Azerbaycan, Türkmen ya da Gagauz Türkçelerindeki abecelerden herhangi biri tüm bu Türkçeleriñ konuşucuları için okumayı sağlayacaktır.
ingichka yazdı:Nasıl alfabeyle ilgisi yok? Uzun a'nın aa, â veya a olarak yazılması alfabeyle ilgili bir konudur. Uzun ünlüleri gösterecek ortak harfler bulunmadığından farklı imlalar kullanılıyor ve örneğin Ankara gitjek (yani Ankaraa gitjek) gibi Türkmen Türkçesi bir cümleyi gören bir Türkiye Türkünün buradaki uzun ünlüyü bilmemesi halinde cümleyi anlamaması veya yanlış anlaması mümkündür.Oktay D. yazdı:O vérdiğiñiz örnekleriñ abeceyle ilgisi yok. Türkiye Türkçesiniñ herhangi bir ağzını yazı dilinde yazmaya kalksak beñzer ayrımlar ortaya çıkacaktır. Örneğin, Orkun-Yenisey abecesi Eski Uygurca ile Göktürkçe için söylediğiniz türden ayrımlara iyedir (Göktürkçede uzun ünlüler gösterilmez, oysa Eski Uygur metinlerinde gösteriliyor).
Démek istediğim, ortak Oğuzca örneğini düşünürsek Türkiye, Azerbaycan, Türkmen ya da Gagauz Türkçelerindeki abecelerden herhangi biri tüm bu Türkçeleriñ konuşucuları için okumayı sağlayacaktır.
Bu bölümü gezen üyeler: Hiç bir üye yok ve 1 konuk