gönderen Oktay D. » 06 Eyl 2014, 01:15
Yakşı geldiñiz Sayın "Genç Bakış",
Haklı bir sitem veriyorsuñuz. Çoğumuz aynısını düşündüğü için bir yol yordam arıyor, ancak sorun, siziñ de değindiğiñiz üzere, üretkenlikle doğrudan ilgili. Biz burada türetim-derleme-uyarlama-diriltme yapsak da, bunuñ yayılması ayrı bir düzenek gerektiriyor. Bu düzenek de bizim; bilimi, teknolojiyi ve sanatı bizim üretmemizle, dahası bu ürettiklerimizi kendi dilimizde kullanmamızla oluşuyor.
Örneğin kendi alanım olan doğabilimde bu üretkenliği görüyorum. Doğabilimcilerimiz gerçekten üretiyor, özellikle ana bilim dalım olan yüksek erk ve parçacık doğabiliminde bu üretkenlik oldukça güzel ilerliyor. Yiñe de bu üretilenler, üretildiği yerde yani uluslararası literatürde kalıyor. Bu üretilen şeyleri ve onları üretmek için kullandığımız temel öğretileri, yazmamız, gelecek kuşaklara katarmamız gerekiyor. Ben ve meslektaşlarımıñ çoğu bunu aünlamış durumdayız ancak henüz bir ilerleme kaydetmedik. Yiñe de çalışma arkadaşlarım, hocalarım ve yakın meslektaşlarım kendi konumuzda Türkçe kaynak üretmeye ve yeñi sözcükleri kullanmaya yatkın ve niyetli.
Kısaca yazmamız gerekiyor.
Peki, demin kendimden örnek verdiğim bilim dalında olmayıp daha hayatıñ içinden işlerle uğraşanlar bunuñ neresinde?
Bence eñ önemlisi bu kitledir, yani bu yazışmalıktaki herkestir. Herkes, kendi güncesinde (blog), toplu ağında (facebook, twitter, vs) veya çevresinde bu sözcükleri kullanırsa sözcükler yayılacaktır. İşiñ ucundan tutmak için illa yazar olmamıza gerek yok. Bizimle aynı niyeti taşıyan Türkçeseverleriñ bir araya gelip kendi benimsediği sözcükleri günlük hayatına oturtabilse bile büyük bir ivme kazandıracaktır bu olaya.
selfie'den örnek verilmiş. Bu örnek, oldukça iyi bir örnek çünkü bunuñ yayılması için hiçbir kurum veya kişi ön ayak olmadı. Doğrudan toplu sanal ortamda herhangi biri kullandı ve yayılıverdi. Başka örnekler de var. Örneğin bilgisayarımızda kullandığımız "betik" (script) sözcüğü, 1990'larda nasıl olduysa yayıldı. Birileri kullandı bir yerlerde. Başka bir örnek ise "yer imleri" sözcüğüdür. Windows'taki "sık kullanılanlar" yerine nasıl oldu da "yer imleri" kullanmaya başladık? Ya da nasıl oldu da google'ıñ Türkçesinde "görsel" kullanılmaya başlandı. Şimdi kimse eskisi (1990'lar ve 2000'leriñ başı) gibi resim veya grafik veya pic demiyor.
Demek ki geniş kitleleri yabana atmamalıyız. Bir şeyleri sözcük bazında değiştirebilecek güce sahip bir kitle yaratmaluyız.