Oktay D. yazdı:Eski Türkçede -gAk eki ile -(A)k eki ayrı añlamlar taşır, ilki "çok yapan, yapan alet" iken ikincisi "yapılan yer" añlamı katar. Ancak Türkiye Türkçesinde ikisiniñ aynı biçime düşmesi ses dönüşümleriniñ soñucudur.
yatak (yatılan yér) sözcüğü Eski Türkçede yatak (yatılan yér) sözcüğünden geliyor, oysa bir de yatgak (sık yatan) var, bugün kullanılsaydı o da yatak olacaktı.
bıç- > bıçgak > bıçak (sık biçen, biçen alet)
kaç- > kaçgak > kaçak (çok kaçan)
töşe- > töşek > döşek (döşenen yér)
tüne- > tünek > tünek (tünenen yér)
uza- > uzak > uzak (uzanan yér)
O yüzden
uç- > uçgak > uçak (sık uçan, uçan alet)
Çok tatmin edici bir cevap oluk. Ama anlamadığım bir yer var. Uçak kelimesi yeni türetilen bir kelime -gak eki eski Türkçede kullanılıyorsa eğer nasıl oluyor... Bence -gak ekini kullanmalıyız ve onunla kelimeler türetilmelidir. Çünkü ek kalkarsa ekin ürettiği kelimeler de kalkar. Hatta ekin kalkmasına da gerek yok -gak eki -ak ekine benzemesi durumunda bile -ek ve o ekin ürettiği ve üreteceği kelimeler kaybedilir...Misal
sulamak
sulak (sulanan yer) --- sulagak > sulak (sulayan şey) aynı anda iki farklı anlama gelen sulak kelimesini kullanamacağımız için kelimeyi yitiririz hatta kelime üretemeyiz ve dilin fakirleşmesine sebeb olur...
yani -ak eki yerine -gak eki kullanılmalıdır...budak (budanan yer) ---budagak > budak (budayan şey)
bunak (bunanılan yer) --- bunagak > bunak (bunayan şey)
durak (durulan yer) --- durgak > durak (duran şey)
kayak (kayılan yer) --- kaygak > kayak (kayan, kayılan şey)
kapak (kapanan yer) ---- kapagak > kapak ( kapayan şey)
Misaller uzatılabilir...Görüldüğü gibi -gak eki yerine -ak ekini kullanılır ise kelimeler birbirine benzeyeceği için bir çok kelime unutulur ve yitirilir ,
hatta üretilebilecek birçok kelime üretilemez...