TürkçeSözlük78 yazdı:... Ayrıca "Atatürk" sözcüğü iki sözcüğün birleşimidir. O yüzden örneğinizle ne anlatmak istediğinizi anlamadım. Birleşik sözcüklerle yapılan türetmelerde tabii ki de bu durum olacaktır. O sözcüğü yadırgamamamızın nedeni uyuma uymayışı değil birleşik sözcük olmasıdır. "Atatürk" dediklerinde "ata" sözcüğünü de "Türk" sözcüğünü de biliyoruz ve anlıyoruz.
Orada añlatmaya çalıştığım şey, eğer +
daş eki ayrı bir sözcükten geliyorsa o zaman tıpkı
Atatürk birleşiği veya -
Xyor eki gibi ek aldığında da ünlü uyumunuñ dışında kalması gérektiğidir.
Bu arada önceden "köktaş" yazmışsınız örnek olarak da ben onu hep "kökteş" olarak gördüm, o ne olacak? Bu sözcüklerin ikişer tanesi çıkarsa sorun olmaz mı? Dediğim gibi kimi sözcükleri yadırgamasak da sorun çıkmaz mı? Gözümüze güzel görünen türetimi yeğlememiz yanlış olacaktır bence. ...
Elbette ekiñ aslınıñ ünlü uyumuna uyduğunu ortaya çıkartma olasılığı hâlen bulunuyor. Ancak Eski Anadolu Türkçesiniñ géç dönem örnekleri hep /a/ içerir durumda. Eñ kötü durumda bile Türkiye Türkçesiniñ sesbilgisel gelişimi durumu bu noktaya taşımış oluyor. Öteki Türkçelerde de hep /a/'lı geçiyor: Kazakça
pikirdaş (fikirdaş),
dindaş, Özbekçe
tengtosh (déñktaş), vb. Ayrıca aşağıya Eski Türkçe bulduğum tüm örnekleri dizdim.
Dil Dévrimi sırasında ve soñrasında dil bilgisi terimi olan
kökteş,
işteş,
sesteş ile doğa bilgisi terimi olan
özdeş sözcükleri halkıñ kullanımı déğildir. Bu sözcükler, dil bilgini olmayan birkaç akademisyeniñ o dönemki kaynaklarıñ yañlış yönlendirmesiyle eki ünlü uyumuna dahil sanmalarından ortaya çıkan türetimlerdir.
Bu durumda +
deş'li biçimleriñ yañlışlığı nedeniyle yalñızca +
daş'lı biçimleri tutmak ve kullanmak gérekir. Böylece iki biçim oluşmaz ve yañlıştan dönülmüş olur.
Bu arada +
daş eki; Eski, Orta ve Çağdaş Türkçe dönemlerinde işlek olarak kullanılıyor. Bu ekiñ bir özelliği, ulandığı sözcüğüñ soñ sesindeki /t/ yi yutmasıdır:
art (arka) >
ardaş (arkadaş),
kut (kut) >
kudaş (aynı kuta sahip).
Ne yazık ki, ince ünlülü sözcüklere geldiğinde bu ekiñ a'lı e'li mi olduğunu gösterecek bir iz eski metinlerde yok. Arapça yazı düzeni géreği /a/ da olabilir /e/ de olabilir, hangi ses olduğunu bélli édebilecek bir çekim eki de ulanmamış. Üstüne bir de, Göktürk yazısıyla bulunan örnekleriñ tümü kalıñ ünlülü sözcüklerden türemiş. O yüzden ben de aşağıdaki dizinde tarihi metniñ kesin olarak a/e olup olmadığını bélirletemediği örneklerde ekiñ ünlüsünü
A={a,e} ile gösteriyor olacağım.
Doerfer, ekiñ hep /a/ ile olduğunu savunur
[TMEN 1137] Gerard Doerfer, Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen, Wiesbaden 1963-1967, bét 1137 , Marcel Erdal ise bu ekiñ /e/'li biçimlerini kanıtlayacak veya çürütecek bir durum bulamadığını bildirir
[OTWF 120] Marcel Erdal, Old Turkic Word Formation, Weisbaden 1991, bét 120 . Ünlüsünü tek bélirleyebildiğimiz durum, Eski Anadolu Türkçesindeki ince ünlülü sözcüklerdir. Géç dönem oldukları için eklenen ekler, ağızlardaki biçimleri ve Latin harflerine aktarılışları bize o örnekleriñ kesin olarak /a/ ile geçtiğini söylüyor.
Öñcelikle bulduğum Eski Türkçe örnekleri diziyorum (a/e olduğu bélirsiz olanları A={a,e} imi ile yazdım):
-
kadaş (kardeş) <
ka (aile)
-
koldaş (dost) <
kol-
adaş (dost) <
at (binek hayvanı)
-
köñüldAş (göñüldaş) <
köñül (göñül)
-
tüdAş (ayne renkten olan) <
tü (renk)
-
yérdAş (hemşehri) <
yér-
emigdAş (aynı memeden emen, hemşire) < *
emig (emme işi) <
em- (emmek)
-
bir işdAş (aynı tek işe sahip olan) <
bir iş-
kañdaş (aynı baba ayrı ana) <
kañ (baba)
-
ögdAş (aynı ana ayrı baba) <
ög (anne)
-
kerdAş (aynı evden olan) < Moğolca
ger (ev)
-
meñüdAş (soñsuzluğu aynı olan)
[CC] Sözcük; misyonerlerce Kuman Türklerine yazılmış Codex Cumanicus (Kuman Bétiği) metninde geçiyor. Hristiyanlıktaki baba-oğul-kutsal ruh üçlemesine atıfta bulunuluyor [Yazım] Bu bétikte a sesi de e sesi de a ile gösterilmiş ne yazık ki <
beñgü (soñsuz)
-
körkdAş (görüntüsü aynı olan) <
körk (görüntü, ihtişam)
-
kudaş (kuttaş) <
kut-
ardaş (dost, arttaş) <
art (arka)
Şimdi Eski Anadolu Türkçesinden örnekler:
-
meslektaş (aynı meslekte olan)
-
göñüldaş-
déñktaş (akran, yaşıt)
-
soydaş (aynı soydan olan)
-
vatandaş (hemşehri)
-
yoldaş (yol dostu, hemrah)
-
ayakdaş (dost, hempa)
-
arkadaş (dost, hempuşt)