Bilge Kağan ve Kültiginde Tanrının nitelendirilmesi

Arkadaşlar usuma bu aralar bir nen takılıyor. Bilge Kağan ve Költigin anıtlarında Tengri sözünden önce Bilge Kağanda Türük, Kök, Üze, Kötürügme,İl birigme; Költiginde Öd, yükerü gibi sözler kullanılıyor.
Bilge kağan çevirilerinde örneğin Üze Tengri basmasar, asra yagız yir telinmeser diyor. Acaba Üstte tanrı yani gök basmazsa gibi bir çeviri yerine Üstte Tanrı (Tanrının niteliklerinden biri, herşeyden üstün) gibi bir çeviri daha iyi olur mu? Böylece;
Türük Tengri; Türeyen Tanrı (yalnızca Türklerin tanrısı değil) ki bunun açıklaması şöyle yapılabilir, evren ve onun içindeki her nen Tanrıya aittir, artıkı Tanrı varcasını çoğaltır, genişletir (Evrenin durmadan genişlemesi), Doğanın ve evrenin Tanrının olması ile Tanrının doğada olması.
Kök Tengri; Biz bugün Ulu Tanrı Diyoruz yani en büyük, en yüce. (Yoksa Gök, Tanrı değil)
Üze Tengri: Üstte Tanrı, herşeyin üstünde olan, herşeye hakim olan Tanrı.
İl birigme: İl veren Tanrı
Kötürügme Tanrı: Yücelten Tanrı
Költiginde;
Öd Tengri: Zaman Tanrısı, her nene hakim olduğu gibi zamana da hükmeden Tanrı, bugün zamanında evrenin yapı taşlarından biri olduğunu, soyut bir kavram olmadığını biliyoruz.
Yükerü Tengri: Yukarı Tanrı, yüce tanrı gibi...
Böylece Gök ile Tanrı birbirinden ayrılmış oluyor. Aslında atalarımız her nenin üstünde (yüce), bir Tanrı anlayışına iyediler. Tanrı' nın her yerde olduğunu (Göklerde dahil) ve her şeye hakim olduğunu biliyorlardı. Gök, yer, (yersu gibi) ikisi arasındakiler hepsi onundu ve Tanrı doğada kendini gösteriyordu. Bu yüzden doğa Türkler için bu kadar kutluktu.
Tanrıyı nitelendirirken ona Gök Tanrı dediler, yüce Tanrı yoksa bugün anladığımız anlamda gök, Tanrı değildi. "Üstte Tanrı basmassa" söylemini herşeyin üstünde olan hakim Tanrı anlamında algılıyorum yoksa Gök basmasa değil.
Eski Yunan inancından Yunan İlahlarının bulutların üstünde oturmaları gibi atalarımızın Göğü Tanrı yapmalarını anlamlandıramıyorum. Yoksa Tanrı sözünü tek başına kullandıkları yer çok onun yerine Tanrı yerine Gök derlerdi. Gök beni kağan yaptı, gök yarlukadı derlerdi. Göğün Tanrı olması bana batılıların bakış açısıyla çeviri gibi geliyor.
Uğurola!
Bilge kağan çevirilerinde örneğin Üze Tengri basmasar, asra yagız yir telinmeser diyor. Acaba Üstte tanrı yani gök basmazsa gibi bir çeviri yerine Üstte Tanrı (Tanrının niteliklerinden biri, herşeyden üstün) gibi bir çeviri daha iyi olur mu? Böylece;
Türük Tengri; Türeyen Tanrı (yalnızca Türklerin tanrısı değil) ki bunun açıklaması şöyle yapılabilir, evren ve onun içindeki her nen Tanrıya aittir, artıkı Tanrı varcasını çoğaltır, genişletir (Evrenin durmadan genişlemesi), Doğanın ve evrenin Tanrının olması ile Tanrının doğada olması.
Kök Tengri; Biz bugün Ulu Tanrı Diyoruz yani en büyük, en yüce. (Yoksa Gök, Tanrı değil)
Üze Tengri: Üstte Tanrı, herşeyin üstünde olan, herşeye hakim olan Tanrı.
İl birigme: İl veren Tanrı
Kötürügme Tanrı: Yücelten Tanrı
Költiginde;
Öd Tengri: Zaman Tanrısı, her nene hakim olduğu gibi zamana da hükmeden Tanrı, bugün zamanında evrenin yapı taşlarından biri olduğunu, soyut bir kavram olmadığını biliyoruz.
Yükerü Tengri: Yukarı Tanrı, yüce tanrı gibi...
Böylece Gök ile Tanrı birbirinden ayrılmış oluyor. Aslında atalarımız her nenin üstünde (yüce), bir Tanrı anlayışına iyediler. Tanrı' nın her yerde olduğunu (Göklerde dahil) ve her şeye hakim olduğunu biliyorlardı. Gök, yer, (yersu gibi) ikisi arasındakiler hepsi onundu ve Tanrı doğada kendini gösteriyordu. Bu yüzden doğa Türkler için bu kadar kutluktu.
Tanrıyı nitelendirirken ona Gök Tanrı dediler, yüce Tanrı yoksa bugün anladığımız anlamda gök, Tanrı değildi. "Üstte Tanrı basmassa" söylemini herşeyin üstünde olan hakim Tanrı anlamında algılıyorum yoksa Gök basmasa değil.
Eski Yunan inancından Yunan İlahlarının bulutların üstünde oturmaları gibi atalarımızın Göğü Tanrı yapmalarını anlamlandıramıyorum. Yoksa Tanrı sözünü tek başına kullandıkları yer çok onun yerine Tanrı yerine Gök derlerdi. Gök beni kağan yaptı, gök yarlukadı derlerdi. Göğün Tanrı olması bana batılıların bakış açısıyla çeviri gibi geliyor.
Uğurola!