Furkan Yıldırım yazdı:Görsel sözcüğü yétérince oturmadı mı sizce de? Géñelağda bir çok yérlikte feyste bir çok bétte görüyorum bu kullanımı. Günlük yaşamda kullanınca da kimse yadırgamıyor. Başka bir sözcükle değiştirmek zor olacaktır ancak asıl soru şu; buna gerçekten gerek var mı?
Görsel: Fotoğraf
Bediz: Resim
biçiminde kullanılabilir durumda bence.

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
fotoğraf anlamı İng. photo (graph), picture, still Alm. Foto(grafie), Lichtbild Fr.phota (graphie)
Sinem./TV. 1. Fotoğraf aygıtıyla elde edilen resim; bir film görünçlüğünün, bir film çalışmasının ya da bir oyuncunun, fotoğraf aygıtıyla saptanmış resmi. 2. Bir filmdeki resimlerden çıkarılan fotoğraf, film fotoğrafı. 3. Görüntülükte devinimsiz bir görüntü sağlamak için kullanılan bir dizi özdeş resim.
Güncel Türkçe Sözlük
fotoğraf anlamı
is. 1. Çeşitli araç ve malzeme kullanarak görüntüyü özel bir yüzey üzerinde sabitleme. 2. Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan resim, foto: "Bir de yadigâr olmak üzere fotoğraf bıraktı." -Ö. Seyfettin.
Türkçe - İngilizce
fotoğraf anlamı
isim
1) photo
2) photograph
3) shot
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
fotoğraf anlamı Fr.photographe
1. Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı cam, kâğıt vb. bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi: § "Yazı masasının üzerinde duran bir kadın fotoğrafı vardı. § " Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar: Bir Kahramanın Ölümü, 277. § "fotograf. Ziyanın tesiriyle alınan resim." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "Elinde bir küçük fotoğraf makinesi." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 42. § "İşte o zaman her zaman güleç yüzü, fotoğraf amatörlerini bile şaşırtacak…" -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 95. § "Gün geçmiyor ki gazetelerde insanı isyan ettiren bir fotoğraf çıkmasın." -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 120. 2. Bu yöntemle tespit edilerek çoğaltılan resim:§ "Dört duvarında da fotoğraflardan büyütülmüş ve şık şık çerçevelere konmuş resimler vardı." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 125. § "Üstünde irili ufaklı çerçeveler içinde kız, erkek genç kişilerin fotoğrafları." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar (Evcilik Oyunu, Tombala, Çatıdaki Çatlak), 87. § "Türkan benden resim istemişti. Yeniden iki fotoğraf aldırdım. Gelecek posta ile göndereceğim." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 521. §"Pala bıyıklı, saçları ortadan ayrık, briyantinli bir erkek fotoğrafının agrandismanı." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 49. § "… yerine çok zeki bulduğu bu kumandanın bir fotoğrafını taktı." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 28. § "Fotoğrafın önüne gelip durdu." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 14. § "Dipte dükkânın kepengine kalın, sarı, tahta çerçeveli iki büyük fotoğraf dayalıydı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 53. § "Fotoğrafların altındaki yazıları okuyordu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 49. § "Bundan mukaddem fotoğraf çekmek için kullanılmak, kolodyum ve lokman ruhunun çıkmak bilmez kokuları içinde..." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 228. § "… yaldızı şurasından, burasından bozulmuş çerçevesi içindeki Hamidiye kalıp fesli fotoğrafına bakarak..." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 353. § "Haydar Paşa Garı'nı gazeteciler ve fotoğrafçılar doldurmuştu" -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 95. § "Bütün turistlere her zaman aynı satırlarda eklediği yerel ve uluslar arası anekdotlarla kadını güldürdü, onun istediği yerlerde fotoğraflarını çekti." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 18. § "Galip'in babaannesinin kutularının birinde gül suyu kokan fotoğraflarını gördüğü ve Celal'in sekiz yıl sonra…" -Orhan Pamuk, Kara Kitap, 16. § "Eski zaman fotoğraflarının, sarı ve soluk gözleriyle; duvar duvar kitabın, saygıdeğer ağırlığı." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 256. 3. Görüntü: § "Bu adam iyi fotoğraf veriyor." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 186.
fotoğraf eş anlamlısı
foto
is. 1. Işık. 2. Fotoğraf.
BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü
görsel anlamı İng. visual Osm.basarî Fr. visuel
Görmeyle, görme duygusuyle ilgili.
BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
görsel anlamı İng. visual Osm.vizüel Alm. visuelles Fr. visuel
Görme işlemi ile ilgili.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
görsel anlamı Osm. basarî Fr.visuel
(fizik, biyoloji)
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
görsel anlamı İng. visual Osm.basari, vizüel Alm. visuell Fr. visuel
Sinem./TV. 1. Görmeyle, görme duyusuyla ilgili. 2. Genellikle görüntüler ve gözle izlenebilen her şeyin taşıdığı özellik. 3. Sinema ile televizyonda çok kez ses öğelerine karşılık görüntü öğelerini ve bölümünü belirtmekte kullanılır terim.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
görsel anlamı İng. visual Osm.basari
Göz yoluyla ya da görerek algılanan.
Güncel Türkçe Sözlük
görsel anlamı
sf. Görme duyusuyla ilgili olan, görmeye dayanan.
Türkçe - İngilizce
görsel anlamı
sıfat
1) visual
Görsel sözüyle bir sorunumuz yok. Ancak fotoğraf anlamında dediğiniz sözün tam olarak gerçekten ne anlamda kullanıldığını, niye o anlamda kullanıldığını sorgulamalıyız.