Türkçeniñ hañgi dil ailesine mensup olduğu kimi çevrelerce hâlâ tartışılmaktadır. Türkçe, kimilerine göre Ural-Altay Dil Ailesine mensuptur. Ancak bu görüş yañlıştır, çünkü Ural-Altay Dilleri Ailesi diye bir dil ailesi olmadığı, Ural Dilleri Ailesiniñ müstakil bir dil ailesi olduğu saptanmıştır.
Bu görüşüñ yañlışlığı añlaşıldıktan soñra, Türkçeniñ Altay Dilleri Ailesine mensup olduğu söylenmeye başlandı. Ancak, yaklaşık 50 yıl öñce Altay Dilleri Ailesi diye bir dil ailesiniñ de olmadığı kesin olarak saptanmıştır. Aynı dil ailesine mensup olan dillerde, temel nesne adları, uzuv adları, temel fiiller ve özellikle sayılar beñzeşirler. Çünkü bu temel adlar ortak bir kökten gelmektedirler. Altay Dilleri Ailesi adı altında toplanan diller şunlardı; Türk Dilleri, Moğol Dilleri, Mançu-Tunguz Dilleri. Hatta kimileri bu aileye Japonca ve Koreceyi de ekliyorlardı.
Aynı dil ailesine mensup olan dillerdeki sayı adlarına dair örneklere bir bakalım. Ural Dilleri Ailesindeki sayılar;
Fince: üksi kaksi kolme nelyä viisi kuusi seitsemän kahdeksan ühdeksän kümmenen
Estonca: üks kaks kolm neli viis kuus seitse kaheksa üheksa kümme
Vepsçe: ühsi kahsi kölmöd nellä viisi kuusi seitse kahösa ühesä kümme
Bir diğer örnek de, Hami-Sami Dilleri Ailesinden;
Amharca: ahadu klietu selstu arbaetu hamstu slestu sebatu sementu tesiatu asertu
Arapça: wahid isnan selase arba’a hamse sitte sab’a tamaniyye tis’a aşara
İbranca: ehad şnayim şloşa arba’a hamişa şişa şiv’a şmona tiş’a assara
Hint-Avrupa Dilleri zaten oldukça meşhur diller olduklarından onlardan örnek veremeye gerek yok. Sadece bir örnek verelim; Farsça du, İngilizce two, Litvanca dú, İrlandaca dó “iki“…
Şimdi de bir zamanlar akraba oldukları iddia edilen ve Altay Dilleri adı altında toplanan dillere bakalım;
Türkçe: bir iki üç dört beş altı yedi sekiz dokuz on
Moğolca: neg khoyor gurav döröv tav corgaa doloo naym yös arav
Mançuca–Tunguzca: emu juwe ilan duin sunja ninggun nadan jakuun uyun juwan
Bu muhayyel dil ailesine Japonca ile Koreceyi ekleyenler de olduğundan, o dillerdeki sayıları da yazalım;
Japonca: içi ni san şi go roku şiçi haçi ku cuu
Korece: il i sam sa o yuk çil pal gu sip
Görüldüğü gibi, Altay Dilleri Ailesi diye bir dil ailesiniñ olmadığı, daha eñ başta, sayı adları gibi temel sözcükleriñ beñzeşmemesinden bellidir. Bu dillerde, diğer temel sözcüklerde de (akrabalık adları, uzuv adları, temel fiiller vb.) bir ortaklık söz konusu değildir.
Eskiden, Altay Dilleri Ailesi adı altında toplanan dilleriñ, tümünüñ ayrı birer dil ailesi olduğu tesbit edilmiştir. Yani, söz konusu dil aileleri; Türk Dilleri Ailesi, Moğol Dilleri Ailesi, Mançu-Tunguz Dilleri Ailesi’dir.
Türk Dilleri Ailesindeki sayılara bakalım;
Türkçe: bir iki üç dört beş altı yedi sekiz dokuz on
Kazakça: bir éki üş tört bes altı jeti segiz togız on
Uygurca: bir ikki üç tört beş altä yettä sekkiz tokkuz on
Azerice: bir iki üç dörd beş altı yeddi sekkiz dokkuz on
Hakasça: pir iki üs tört pes altı çeti segis togıs on
Yakutça (Sahaca): biir ikki üs tüört bies alta sette ağıs toğus uon
Görüldüğü gibi, bu sayı adlarınıñ ortak bir kökten geldikleri açıktır. Hemen, Türk Dillerindeki ses deñliklerine ilişkin kısa birkaç bilgi verelim. Oğuz dillerinde /y-/ ile başlayan sözler, Kıpçak dillerinde /c-/ ancak Kazakçada /j-/, Güney Sibirya bölgesi dillerinde /ç-/, Sahacada ise /s-/ ile başlar. Örneğin, Oğuz dillerinde yol = Kazakça jol = Kırgızca col = Hakasça çol = Sahaca suol biçimindedir. Bu nedenle Türkçe yedi = Kazakça jeti = Kırgızca cedi = Hakasça çeti = Sahaca sette biçiminde sesletilir. Oğuz, Kıpçak ve Karluk dillerinde /s-/ ile başlayan sözler ise Sahacada (Yakutça) s’lerini yitirir. Bu nedenle segiz/sekiz = Sahacada ağıs, sen = en, semiz = emis, süt = üüt biçimindedir.
Japonca, Japon Dilleri Ailesi’ne mensuptur. Pek bilinmeyen bir dil ailesi olan Japon-Ryukyu Dilleri Ailesindeki kimi diller şunlardır; Japonca, Kyuşuca, Amamice, Okinavaca, Yonagunice vb. Bu dilleriñ konuşucu sayıları oldukça azalmıştır. Japonyadaki herkes geñel dil olan Japoncayı benimsemiştir.
Korece, eski Koguryo Dilleri Ailesine mensuptur. Eskiden yarımadanıñ güneyinde konuşulmakta olan Sillaca, Bekçe gibi dilleriñ konuşucuları zaman içinde Koreceyi benimsemişlerdir. Bugünkü Kore yarımadasınıñ kuzeyindeki bölgede eskiden konuşulmakta olan Koguryoca da ölünce, bugün bu dil ailesinden geriye kalan tek dil Korece olmuştur.
Moğolca ise Moğol Dilleri Ailesine mensup bir dildir. Sanıldığı gibi Türkçe ile bir akrabalığı yoktur. İncelendiğinde, Moğolcada çok açık bir biçimde iki ayrı sözcük katmanı olduğu görülmektedir. Birinci katman daha eski olan ve “Öz Moğolca” diyebileceğimiz sözcüklerken, ikinci katman daha yeñi olup Türkçeden alıntılanmış sözcüklerdir. Moğolcanıñ söz dağarcığınıñ yaklaşık %45’ini Türkçe kökenli sözcükler oluşturmaktadır. Ancak bu alıntılar, iki dili akraba yapmaz. Moğolcada sözcükleriñ dışında, Türkçeden alıntılanan ekler de söz konusudur. Bunca ortak sözcük ve ekten dolayı, bu iki diliñ akraba olabileceği düşünülmüş ve Altay Dilleri tezi ortaya atılmıştır. Söz gelimi Moğolca tegerme “değirmen” > tegermeci “değirmenci” demektir ancak bu sözcük ve ek ortak değil, Türkçeden alıntıdır. Çoğu, adıñı duymadığımız diller olan Moğol Dillerinden kimileri şunlardır; Halhaca (Moğolca diye bildiğimiz diliñ diğer adıdır), Buryatça, Ordosça, Dagurca, Mongurca vb. Bir dil ailesine, ille de Altay Dilleri Ailesi adı verilecekse, bu ad Moğol Dilleri Ailesine verilmelidir.
Türkbilim (Türkoloji) ile ilgilenen biri olduğumdan, bu konularla ilgili sıkça karşılaştığım sorular var. Bu sorularıñ eñ sık sorulanını, eñ bilindik dil ailesi olan Hint-Avrupa Dilleri Ailesinden vereceğim karşılaştırmalı örneklerle yanıtlayacağım.
Soru: “Bizler, neden Kazaklarla añlaşamıyoruz? Onlar da Türkçe konuşmuyorlar mı?”
Yanıt: Kazaklar, Türkçe değil Kazakça konuşuyorlar. Dilleriniñ kendi dillerindeki adıyla; Qazaqşa. Bir Türk ile Kazak’ıñ añlaşamaması gayet doğaldır. Aynı dil ailesinden gelen dilleri konuşanlarıñ añlaşabilmeleri gerekmez. Öte yandan, Kazakça, Türk Dilleri Ailesiniñ, Kıpçak alt ailesinden gelir. Türkçe ise Oğuz alt ailesindendir. Yani bu durum aynen İtalyanca ile Almanca’nıñ durumuna beñzer. İtalyanca, Hint-Avrupa Dilleri Ailesiniñ, Latin alt ailesindendir, Almanca ise Cermen alt ailesinden. Hiç kimse aynı dil ailesinden oldukları için bir Alman ile İtalyan’ıñ añlaşabilmeleri gerektiğini düşünmez. Ayrıca bir İtalyan ile Alman’ıñ añlaşabilme oranı %0 iken, Türk ile Kazak’ıñ añlaşabilme oranı %40-45’tir. Alt aileler arası bu denli bir añlaşma oranı, diğer dil ailelerinde nadir rastlanabilen bir durumdur. Beñzer bir biçimde, Rus ile Kürt, Yunan ile Norveçli, Hintli ile İsveçli, Ermeni ile İrlandalı da añlaşamaz, añlaşabilmelerini beklemek de mantıklı değildir. Bu örneklerle birebir beñzeyen Türk, Kazak, Çuvaş, Uygur, Özbek, Hakas’ıñ da añlaşabilmelerini beklemek mantıksız olacaktır.